ANAHTAR KELİME ARAŞTIRMA TEMELLERİ

anahtar kelime

ANAHTAR KELİME ARAŞTIRMA TEMELLERİ

Her başarılı SEO stratejisi, tek bir soruyla başlar: İnsanlar gerçekten ne arıyor? Cevabı bilmeden içerik üretmek, karanlıkta nişan almaktır. Anahtar kelime araştırması tam da bu noktada devreye girer — size rastgele içerik üretmeyi değil, keskin nişancılığı öğretir. Hedef bellidir, araçlar hazırdır, yol haritası netleşmiştir. Bu temel, sadece görünür olmanızı değil, doğru kişiye, doğru zamanda, doğru kelimelerle ulaşmanızı sağlar. Kısacası: oyunu baştan kurgulamak istiyorsanız, oyunun dilini öğrenmek zorundasınız. Ve bu dilin grameri anahtar kelime araştırmasıdır.

ANAHTAR KELİME ARAŞTIRMASI NEDİR?

Anahtar kelime araştırması, potansiyel müşterilerin Google’a (ya da başka bir arama motoruna, ama çoğunlukla Google’a) yazdığı cümleleri anlamaya çalışmaktır. Onların ürün, hizmet ya da bilgi ararken kullandığı gerçek sorguları ortaya çıkarmakla ilgilenir.

Yani mesele şu: İnsanlar ne arıyor? Ve siz o aranan şeyi ne kadar iyi sunuyorsunuz?

anahtar kelime

NEDEN ÖNEMLİ?

Çünkü kimsenin aramadığı bir konuda içerik yazarsanız, bu içerik bir dijital çığlık olur: kimse duymaz.
Bu, internetteki sayfaların %90,63’ünün Google’dan hiçbir organik trafik almamasının temel nedenlerinden biridir. Evet, %90.63.

Anahtar kelime araştırması size şunu söyler:

“Bu konuda içerik üret, çünkü insanlar gerçekten bunu arıyor.”

Ve işin güzel tarafı: Eğer o anahtar kelime için ilk sayfada sıralama alırsanız, yüksek hacimli ve hedeflenmiş bir ziyaretçi akışı kaçınılmaz olur.

ANAHTAR KELİME FİKİRLERİ NASIL BULUNUR?

İlk adım: kendini müşterinin yerine koy.
İnsanlar problemlerini çözmek için hangi kelimeleri kullanır? Hangi ifadelerle arama yapar?

Bu noktada devreye Ahrefs gibi bir araç girer. “Keyword Explorer” gibi anahtar kelime araştırma araçlarına ilk fikirleri girersiniz, sistem size binlerce alakalı fikirle geri döner.

Ama şunu unutmayın:
İyi bir araştırma için iki şeye ihtiyacınız var:

  1. Sektör bilgin
  2. Araçların nasıl çalıştığını anlaman

Bu ikisini birleştirince SEO bir oyuna dönüşür. Ve siz oyunun kurallarını yazarsınız.

anahtar kelime
anahtar-kelime

“TOHUM” ANAHTAR KELİMELERLE BAŞLAYIN

Tohum anahtar kelimeler, araştırmanızın başlangıç noktasıdır. Nişinizi tanımlar ve rekabeti anlamanızı sağlar. Araçlar bu kelimeleri alır, etrafına binlerce varyasyon inşa eder.

Örnek:

Kahve ve kahve ekipmanı satıyorsanız:

  • Tohum kelimeleriniz: kahve, espresso, french press, nespresso makinesi, vs.

Tohumlar size yön verir. Amaç bunları final hedef olarak görmek değil; bir fikir ormanı yaratmak.

📌 Not:
Tohum kelimelerin kendilerini hedeflemeniz şart değildir. Onlar sizi daha değerli, daha uzun kuyruklu anahtar kelimelere ulaştıracak bir köprüdür.

RAKİPLERİNİZİN NEREDE SIRALANDIĞINA BAKIN

Hangi anahtar kelimeler rakiplerinize trafik getiriyor? Bunu bilmek, anahtar kelime araştırmasının kısayoludur.

Nasıl?

  1. Tohum kelimelerinizden birini Google’da aratın.
  2. İlk sayfadaki siteleri inceleyin.
  3. Hangileri sizinle aynı kitleye hitap ediyor?

Eğer çıkan sonuçlar sitenizle hiç benzemiyorsa, daha spesifik anahtar kelimelere yönelin.

Örnek:

  • Arama: cappuccino
    → Bloglar çıkar, çünkü bilgi arayan kullanıcılar hedeflenmiştir.
  • Arama: cappuccino makinesi
    → E-ticaret siteleri çıkar, çünkü ürün arayan kullanıcılar hedeflenmiştir.

Siz hangi segmenttesiniz? Seçin ve rakibinizi bulun.

Ardından:

Ahrefs Site Explorer gibi bir araçla bu rakiplerin:

  • En çok trafik alan sayfalarını
  • Hedefledikleri anahtar kelimeleri

çıkarın.
Bu noktada oyun ciddileşir.

ANAHTAR KELİME LİSTENİ GENİŞLET

Birkaç rakibin analizini yaptıktan sonra elinizde büyük bir anahtar kelime havuzu olur. Ve bu henüz başlangıçtır.

Ama önemli bir ayrım var:

  • Bilgi amaçlı anahtar kelimeler → Blog içerikleri
  • Ticari amaçlı anahtar kelimeler → Ürün sayfaları

Şu anda yapmanız gereken tek şey: toplayabildiğiniz kadar anahtar kelime fikri toplamaktır. Kategorilendirme daha sonra gelecek.

📌 Tavsiye:
Ahrefs’in “Organik Rakipler” raporuna göz atın.
Bu rapor, analiz ettiğiniz siteyle aynı anahtar kelimelerde sıralanan benzer siteleri gösterir. Bu sayede daha fazla rakip ve daha fazla fikir keşfedersiniz.

BONUS: “İÇERİK AÇIĞI” (CONTENT GAP) RAPORUNU KULLANIN

Eğer hâlihazırda içerik yüklü bir siteniz varsa ve birçok anahtar kelimeyi kapsadığınızı düşünüyorsanız, sıradaki hamle “İçerik Açığı” analizidir.

Ahrefs Site Explorer’daki bu rapor size şunu söyler:

“Rakiplerin bu kelimede sıralanıyor, ama sen yoksun.”

Nasıl çalışır?

  1. Rakiplerinizi üst alana girin
  2. Kendi domain’inizi aşağıya yazın
  3. “Anahtar kelimeleri göster” butonuna basın

Ve işte fırsatlar önünüzde:
Sizin eksik olduğunuz, rakiplerin trafiğini toplayan kelimeler.

Anahtar kelime araştırma araçlarını kullanın

Rakipler, anahtar kelime fikirleri için harika bir çıkış noktası olabilir. Ancak dikkat: sadece onların izinden gitmek sizi hep ikinci yapar. Gerçek oyun, rakiplerinizin henüz aklına gelmemiş fikirleri bulmakla başlar. Bunun için ihtiyacınız olan şey: doğru araçlar.

Anahtar kelime araştırma araçlarının çalışma prensibi oldukça basittir. Bir anahtar kelime girersiniz, sistem bu kelimeye bağlı olarak veritabanından size binlerce öneri çıkarır. Olasılıkları açığa çıkaran algoritmik bir beyin fırtınası gibi düşünün.

Bu araçların en bilineni, Google’ın sunduğu Anahtar Kelime Planlayıcı’dır. Aslında reklamverenler için tasarlanmıştır ama SEO amaçlı kullanıma da oldukça uygundur.

Örnek:

“Tohum anahtar kelime: kahve” girdiğinizde karşınıza çıkan öneriler:

  • kahve yapımı
  • filtre kahve makinesi
  • kahve demleme yöntemleri
  • soğuk kahve tarifi

Ve daha fazlası…

Google’ın sunduğu bu araç, yalnızca açıkça ilgili olan kelimeleri değil, gizli fırsatları da ortaya çıkarır.

Örneğin:

“percolator” gibi bir terim önerildiğinde, eğer sektörde deneyimli değilseniz bunun kahveyle ilgili olduğunu bilemeyebilirsiniz. Ancak bu, sizin yerinize düşünen algoritmaların gücüdür. Yani sadece doğrudan eşleşmeleri değil, dolaylı potansiyelleri de yakalayabilirsiniz.

Bu tür kelimeleri yakaladığınızda ne yapmalı?
Yeni bir tohum anahtar kelime olarak alıp araştırmaya devam etmelisiniz. Çünkü arama davranışı tek yönlü değil, organik ve akışkandır.

Google Anahtar Kelime Planlayıcı’nın yanı sıra birkaç ücretsiz araç daha vardır. Yeni başlıyorsanız bunlar işinizi görür. Ancak kısa sürede fark edersiniz ki:

  • Veriler sınırlıdır
  • İşlevsellik yüzeyseldir
  • Derinlemesine analiz yapma imkânı yoktur

Ciddi SEO yapacaksanız, bu araçları hızlıca aşmanız gerekir. Profesyonel düzeye geçiş yapmak kaçınılmaz hale gelir.

Örnek uygulama:

Tohum anahtar kelime olarak kahve girildiğinde, profesyonel bir araç üzerinden gelen sonuç:

3.800.000 üzerinde anahtar kelime fikri.

Hiçbir ücretsiz aracın böyle bir hacmi yoktur. Ama bu aynı zamanda şunu da gösterir: Bu fikir yığını arasında ayıklama yapmadan ilerlemek mümkün değildir.

Panik yok. Bu rehberin ilerleyen bölümlerinde tam da bu veri kalabalığını nasıl anlamlı hale getireceğimizi adım adım ele alacağız.

Şimdilik kısa bir açıklama:

Araçlar, anahtar kelime fikirlerini iki temel grupta sunar:

Eşleşen terimler

Yalnızca verdiğiniz tohum anahtar kelimeyi içeren önerileri kapsar. Bu terimler bazen birebir eşleşir, bazen varyasyon şeklindedir.

İlgili terimler

Bu grup, tohum kelimenizi içermese de onunla konusal bağlantısı olan kelimeleri kapsar.

Bu analiz türü iki yönlü çalışır:

  • Aynı sayfalarda sıkça sıralanan kelimeleri gösterir
  • Aynı sayfalarda sıkça bahsedilen kavramları listeler

Sonuç: sadece bir kelime değil, bir içerik ekosistemi oluşturursunuz. SEO’da kalıcı sıralamalar tam da bu içerik derinliğiyle gelir.

anahtar kelime
anahtar-kelime

Niş alanınızı inceleyin

Artık binlerce anahtar kelime fikrine sahipsiniz. Harika.
Ama bunun bir yan etkisi var: Kendinizi fazla güvenli bir kutunun içinde bulabilirsiniz.

Araçlar size geniş bir öneri yelpazesi sunar ama bu öneriler çoğunlukla tahmin edilebilir alandadır. Gerçek fırsatlar ise bazen bu algoritmik konfor alanının dışındadır.

Örnek durum:

Bir forumda açılan şu başlığı düşünün:

“Aeropress için kahve-su oranı”

“Varsayılan tarif 18 gram kahve ve 240 gram su diyor. Ama bu bana çok zayıf geliyor. Daha yoğun yapan var mı?”

Bu soru Reddit’te 42 kişi tarafından oylanmış. Bu ne anlama gelir?
Küçük bir konu gibi görünse de gerçek bir kullanıcı ilgisi var.
Ve işin en kritik kısmı:
Ahrefs üzerinden kontrol ettiğinizde bu sorgunun aylık tahmini arama hacmi yalnızca 150.
Ama SEO sadece hacim değil, niyet demektir.

Bu küçük sayı, yüksek kaliteli bir içerikle buluşursa, büyük dönüşüm yaratabilir.

Ayrıca, bu forum başlığı doğrudan içerik taslağınızın iskeleti olabilir.

Peki başka nereye bakmalısınız?

Müşterilerinizin söyledikleri

Müşteriler, doğrudan içerik fikri üretir. Onların sorduğu her soru, web sitenizde potansiyel bir içerik başlığıdır.

“Bu ürünün filtresi yıkanabilir mi?”
“Sabah içince midemi rahatsız etti, neden olabilir?”

Bu ifadeler, yalnızca müşteri hizmetleri verisi değildir. Bunlar, kullanıcı dilinde yazılmış içerik fikirleridir.

Anahtar kelimeler nasıl analiz edilir

Milyonlarca anahtar kelime fikrine ulaşabiliyor olmak kulağa harika geliyor, değil mi? Ama asıl mesele şu:
Hangileri gerçekten işe yarar?

Her fikri tek tek incelemek gerçekçi değildir. Zamanınız sınırlı, kaynaklarınız sınırlı, odaklanmanız gereken şey sayılar değil, strateji.

Çözüm basit:
Anahtar kelime listenizi oluştururken önce filtreleme yapmalısınız. Bunu da doğru SEO metrikleriyle yaparsınız.
Kısacası: Buğdayı samandan ayırmanın zamanı geldi.

İlk adım? Arama hacmi.

Arama hacmi

Arama hacmi, bir anahtar kelimenin ayda ortalama kaç kez arandığını gösterir.
Bu, kullanıcı ilgisini ölçmenin en temel yoludur.

Örnek: Sadece ABD’de “Donald Trump” kelimesi, ayda ortalama 3,1 milyon kez aranıyor.

Ama durun. Bu sayı sizi büyülemesin. Bu metrikle ilgili doğru kararlar alabilmek için bazı şeyleri çok iyi bilmeniz gerekiyor.

Arama hacmiyle ilgili mutlaka bilmeniz gereken 4 şey

1. Bu sayı, kişi değil, sorgu sayısıdır.
Yani aynı kişi ayda 10 kez “hava durumu Singapur” araması yaparsa, sistem bunu 10 arama olarak sayar.
Tekil kullanıcı değil, toplam sorgu adedi ölçülür.

2. Sıralamada birinci olsanız bile tüm trafiği alamazsınız.
İlk sıradaysanız bile toplam hacmin en fazla %30’unu alırsınız. O da iyi gününüzdeyseniz.
Kalan %70, diğer sayfalara ve diğer sonuç türlerine (reklam, snippet, video) dağılır.

3. Bu bir yıllık ortalamadır.
Yani Aralık ayında bir kelimeye 120.000 arama yapılmışsa, yılın geri kalanında sıfır bile olsa aylık ortalama 10.000 görünür.
Güncel durumu göstermez, geçmişin aritmetiğidir.

4. Bu değer ülkeye özeldir.
Araçlar genellikle seçilen ülkeye göre sonuç verir. Ancak bazı araçlarda toplam küresel hacmi gösterme seçeneği de vardır.
Ama siz hangi pazarda rekabet ediyorsanız, o ülkenin verisi üzerinden karar verin.

Araçlardaki filtre kullanımı

Neredeyse her anahtar kelime aracı, arama hacmine göre filtreleme yapmanıza imkân tanır. Bu da iki farklı amaçla kullanılabilir:

1. Çok yüksek hacimli kelimeleri eleme

Yeni bir siteyseniz ya da çok güçlü bir alan adı otoriteniz yoksa, ayda 10.000+ arama alan kelimelerle zaman harcamak boşa kürek çekmek olabilir.
Bu kelimeler genellikle aşırı rekabetlidir. O yüzden büyük balıklarla aynı havuza atlamadan önce iyi düşünün.

2. Düşük hacimli kelimelere odaklanma

Belki de asıl ihtiyacınız olan şey bu:

  • Rekabetin az olduğu
  • Hedef kitlenin daha net olduğu
  • Daha fazla dönüşüm oranı sunan
    uzun kuyruklu anahtar kelimeler.

Bu kelimeler daha az aransa da daha fazla kazandırabilir.

Uzun kuyruklu anahtar kelimeler: Sessiz ama etkili

Bu terimi SEO içinde sıkça duyarsınız ama çoğu kişi hâlâ ciddiye almaz.
Arama hacmi 100’ün altında olan kelimeler, çoğu zaman göz ardı edilir.
Hatta sıfır arama hacmine sahip olanlar, tamamen yok sayılır.

Büyük hata.

Neden?

Çünkü bu kelimeler, daha niş, daha kararlı ve daha ticari bir kitleye hitap eder.
Eğer bu kelimelere odaklanan 100 kaliteli içerik üretirseniz, toplamda size birkaç bin kişilik hedefli trafik sağlar.
Ve bu trafik, genel kitleye kıyasla çok daha yüksek dönüşüm oranına sahiptir.

Sonuç:

Düşük hacimli anahtar kelimeleri küçümsemek, SEO’nun çaylak hatalarından biridir.

Arama hacmi = değer mi?

Evet ama her zaman değil. Arama hacmi, içerik stratejinizin temelini kurarken rehberlik eder.
Ama yalnızca sayıların peşinden giderseniz, yanlış yönlere sapabilirsiniz.

Bu nedenle, sadece rakama değil zamanlamaya da bakmalısınız.

BONUS İPUCU: Arama hacmi trendlerini takip edin

Unutmayın, arama hacmi bir yıllık ortalamadır.
Ama internet kullanıcıları anlık yaşar.
Bir kelimenin arama hacmi geçmişte yüksekti diye bugün hâlâ önemli olduğu anlamına gelmez.

Örnek:

Axie Infinity.
NFT dünyasının yıldız çocuğuydu.
Temmuz 2021’de arama hacmi zirve yaptı. Ancak sonra düşüş başladı.
Bugün hâlâ “yıllık ortalama” 169 bin görünüyor ama geçen ay yalnızca 39 bin kez arandı. Ve düşmeye devam ediyor.

Ne yapmak lazım?

Google Trends gibi araçlarla trendi kontrol edin.
Arama eğrisi yükselişte mi? Yoksa inişte mi?

SEO yalnızca ne arandığı değil, ne zaman arandığıyla da ilgilidir.

anahtar kelime

Trafik Potansiyeli

Diyelim ki elinizde iki farklı anahtar kelime var. Her ikisinin de aylık arama hacmi neredeyse aynı.
Peki bu, her ikisini hedefleyerek aynı miktarda trafik elde edeceğiniz anlamına mı gelir?

Cevap: Hayır. Ve oldukça net bir hayır.

Arama hacmi sadece başlangıçtır. Asıl mesele, gerçekte o anahtar kelime üzerinden kaç kişinin hangi sayfaya geldiğidir. Ve bu fark, bazen düşündüğünüzden çok daha büyüktür.

Gerçek trafik nasıl ölçülür?

İki anahtar kelimeyi alın. Her ikisi için Google’da en üst sırada çıkan sayfaları Ahrefs gibi bir araçla analiz edin.
Bakın ne göreceksiniz:
Bu sayfalardan biri, diğerinden 5 kat daha fazla trafik alıyor.

Nasıl olur?
Çünkü Google, bir sayfayı sadece tek bir anahtar kelime için sıralamaz.
O sayfa, aynı konuyu farklı şekillerde arayan yüzlerce kullanıcı sorgusuna hitap ediyor olabilir.

Örnek analizlerde görüyoruz ki:

  • Satış sayfası için üst sırada yer alan bir sayfa yaklaşık 73 farklı anahtar kelime için sıralanıyor.
  • Diğeri, yani “web sitesini arama motorlarına göndermek” konulu sayfa, 392 farklı anahtar kelime üzerinden trafik çekiyor.

İnsanlar aynı şeyi farklı cümlelerle arar.
Google da bunu gayet iyi bilir.
Bu yüzden bu benzer arama sorgularını tek bir sayfaya bağlar.

Gerçek etkiyi görmek için geniş açıyla bakın

Ahrefs’in geçmiş analizlerinde şunu gördük:
En üst sıralarda yer alan ortalama bir sayfa, yaklaşık bin farklı benzer anahtar kelime için sıralamaya giriyor.

Yani bir kelimenin arama hacmine bakıp “Bu bana 1000 ziyaretçi getirir” demek çoğu zaman büyük bir yanılgıdır.

Asıl yapmanız gereken:

  • Bu kelime için Google’da 1. sırada çıkan sayfayı bulun.
  • O sayfanın toplamda hangi kelimelerden ne kadar trafik aldığını inceleyin.
  • Trafik tahmininizi tekil değil, bütünsel olarak yapın.

Ahrefs burada devreye giriyor

Bu durumu analiz etmek için Ahrefs tarafından geliştirilen özel bir metrik var: Trafik Potansiyeli.

Bu metrik şunu yapar:
Hedeflediğiniz anahtar kelime için en üst sırada yer alan sayfanın toplam arama trafiğini gösterir.

Yani:

  • Arama hacmini tek başına görmezsiniz
  • Sayfanın gerçek trafik performansını da görürsünüz
  • “Bu kelime bana ne getirir?” sorusuna çok daha net cevap alırsınız

Ahrefs’in Anahtar Kelime Gezgini aracında, bu metrik doğrudan arama hacminin yanında yer alır. Böylece ekstra bir analiz çabasına gerek kalmaz.

Ülke filtresi önemli

Trafik Potansiyeli ve arama hacmi, ülkeye özeldir.
Yani Türkiye’deki sonuçları görüyorsanız, global trafik rakamını kaçırıyor olabilirsiniz.

Ne yapmalı?

  • Ahrefs Site Explorer’a girin
  • “Tüm ülkeler” filtresini seçin
  • Sayfanın dünya genelinde ne kadar trafik aldığını görün

Arama hacmi, yalnızca görünen kısmı anlatır.
Trafik Potansiyeli ise gerçek potansiyeli gösterir.

Ve SEO’da kazananlar, görünene değil derine bakanlardır.

Anahtar Kelime Zorluğu

Deneyimli SEO uzmanlarının yaptığı şey aslında gayet basit ama zahmetlidir: her bir anahtar kelimenin sıralama zorluğunu tek tek, elle analiz ederler.

Arama sonuçlarına göz atarlar. Rakip sayfaları incelerler. Sonra da aralarında şöyle bir muhakeme başlar:
“Bu kelime için sıralamaya girmek kolay mı, yoksa baş belası mı?”

Bu değerlendirme, birçok faktörün sahneye çıktığı bir zihin jimnastiğidir:

  • Arama amacı doğru anlaşılmış mı?
  • İçerik ne kadar derin, ne kadar güncel, ne kadar alakalı?
  • Sayfa otoritesi yüksek mi, yoksa kenarda köşede kalmış bir kaynak mı?
  • Kaç adet geri bağlantı almış? Bunların kalitesi nedir?
  • SERP’te öne çıkan kutular, videolar, haritalar gibi özellikler rekabete ne kadar ağırlık koyuyor?

Liste uzar gider. Ama bir şey net: Bu analiz kişiden kişiye değişir.
Çünkü SEO’da kutsal kural şudur: “Her sorgu kendi kuralını yazar.”

Google farklı sorgular için farklı kriterleri öne çıkarır. Bu yüzden “tek bir doğruluk” yoktur, ama bazı ortak sinyallerin üzerinde herkes uzlaşır.

Peki Ahrefs ne yaptı?

Pek çok SEO profesyoneliyle konuştular. Her biri farklı bakış açılarına sahipti.
Ama neredeyse hepsi bir konuda birleşti:
Geri bağlantılar hâlâ işin kalbinde yer alıyor.

Ahrefs de bu içgörüyle yola çıkarak, Anahtar Kelime Zorluğu (KD) adlı bir metrik geliştirdi.
Bu metrik, analiz ettiği her anahtar kelime için ilk 10 sıradaki sayfalara bağlantı veren benzersiz alan adlarının sayısını ölçer.

Yani şöyle düşün:
Eğer bu kelime için ilk 10’a girmek istiyorsan, yaklaşık olarak şu kadar farklı siteden bağlantı alman gerek.

Ama dikkat:
Bu rakam 1. sıraya çıkmak için değil, ilk 10’a girmek için gereken bağlantı miktarını gösterir.
Birinci sıra tamamen başka bir savaş. Orası liderlik, burası ligde kalma mücadelesi.

KD metriğini yanlış okumayın

Bazı kullanıcılar KD filtresini 0–10 arasına çekip “kolay kelimeler”e yöneliyor.
Evet, başlangıçta kulağa mantıklı geliyor. Ama stratejik olarak düşündüğünüzde büyük bir fırsatı kaçırıyorsunuz. Neden mi?

1. Yüksek KD kelimelere erken davranın

Yüksek zorluk puanına sahip kelimeler için sıralamaya girmek zaman alır.
Çünkü ciddi sayıda ve kaliteli geri bağlantı gerekir.

Yani bu işler bir günde olacak gibi değil. Ne kadar erken başlarsan, o kadar erken meyvesini alırsın.
Beklemek yerine o içeriği şimdi üret, oyuna şimdi gir.

2. Zor kelimeler bağlantı mıknatısı olabilir

Eğer bir anahtar kelime için en üstteki sayfa deli gibi bağlantı almışsa, bu bize şunu söyler:
Bu konu bağlantı değerine sahip.

Yani eğer sen bu konuda daha orijinal, daha iyi, daha işe yarar bir içerik üretirsen, başkaları sana da bağlantı vermek isteyebilir.
Bu da seni sıralamada yukarı çeker. Domino taşları gibi işler.

KD ne yapmaz?

KD metriği bir karar aracı değildir. Sana “Bu kelimeye gir” ya da “kaç” demez.
Sana sadece şu gerçeği söyler:

“Eğer bu kelimeyi hedefliyorsan, bunun için ne kadar güçlü bir yapı kurman gerektiğini bil.”

Sadece KD skoruna bakarak hareket edenler, SEO’yu bir satranç değil, zar oyunu sananlardır.
Gerçek strateji, KD’yi bir sinyal olarak görüp, içerik üretiminde nasıl ve ne kadar yatırım yapılması gerektiğine dair yol haritası çizmektir.

Son olarak;

Araçlara güvenin, ama körü körüne değil.
Her anahtar kelimeyi kendi gözünüzle analiz etmeden karar vermeyin. Çünkü hiçbir metrik, Google’ın sıralama algoritmasının bütün katmanlarını iki haneli bir sayıya sığdıramaz.

Size bunun aksini söyleyen her araç ya eksiktir, ya da sizi kendi pazarlama hunisine çekmeye çalışıyordur.
CodeAd uyarıyor: Rakamlara güvenin ama aklınızı yedeklemeden asla hareket etmeyin.

Tıklama Başına Maliyet (TBM)

Tıklama Başına Maliyet (TBM), reklamverenlerin belirli bir anahtar kelime için arama sonuçlarının zirvesine yerleştirdikleri reklamlara tıklanması durumunda ödemeye hazır oldukları tutarı gösterir.
Reklamcıların başucu metriği olsa da, SEO açısından da oldukça kullanışlı bir sinyal taşıyabilir.

Örneğin, “proje yönetimi yazılımı” gibi yüksek niyet taşıyan bir anahtar kelimenin TBM’si 30 dolar civarındadır. Bu, kullanıcıların cüzdanlarını açmaya hazır bir şekilde geldiğini gösterir.
Bu trafik sadece ziyaret değil; potansiyel satış, abone, kullanıcı, dönüşüm demek.

Ama “proje yönetimi metodolojileri” gibi bir terim için TBM oldukça düşüktür, çünkü bu sorgu yalnızca bilgi peşinde koşan bir ziyaretçiden ibarettir. Yani reklamı gören kişi müşteri değil, araştırmacıdır.

Ve burada kritik bir not düşelim: TBM, arama hacmi gibi stabil değildir. Bugün 6 dolar olan kelime yarın 12 dolara sıçrayabilir. Reklamveren rekabeti arttıkça fiyat da artar. Piyasa mantığı işler.

SEO araçlarındaki TBM verileri yalnızca birer anlık görüntüdür.
Gerçek zamanlı fiyat görmek istiyorsanız, işin kaynağı olan Google Ads’e girmeniz gerekir.

Anahtar Kelimeler Nasıl Hedeflenir

Anahtar kelime araştırması yapmanın en kritik adımlarından biri, sadece “hangi” kelimeyi değil, hangi tür içerikle hedefleyeceğini anlamaktır.
Yani tek bir içerikle birkaç anahtar kelimeyi aynı anda kapsayabilir misin? Yoksa her biri için ayrı bir sayfa mı üretmelisin?

Cevap: Google’ın bu kelimelere nasıl baktığına bağlı.

Ana Konuyu Belirleyin

Örneğin “çırpılmış kahve”, “çırpılmış kahve tarifi” ve “çırpılmış kahve nasıl yapılır” gibi aramalar aslında aynı konunun etrafında dönüyor gibi görünüyor.
Ama bu, hepsini tek sayfada hedefleyebileceğin anlamına mı gelir?

Bunu öğrenmenin yolu, arama sonuçlarını karşılaştırmak.
İki farklı anahtar kelimeyi sorgula. En üst sıralarda çıkan sayfalar aynıysa, bu konular Google’ın gözünde tek bir konudur. O zaman tek sayfayla hepsini yakalayabilirsin.

Ahrefs’te bu tür karşılaştırmaları kolaylaştıran SERP karşılaştırma fonksiyonu mevcut. Örneğin, “çırpılmış kahve” ve “çırpılmış kahve tarifi” için aynı sayfalar çıkıyorsa: tek içerikle yola devam.

Ama iş “şekersiz çırpılmış kahve”ye geldiğinde işler değişiyor.
Aynı SERP’te hiçbir örtüşme yoksa, Google bu sorguyu ayrı bir niyet olarak görüyor demektir. O zaman yeni bir sayfa kaçınılmaz olur.

SERP’leri Karşılaştırmak = İçerik Haritası

Birbirine benzeyen anahtar kelimeler için arama sonuçlarını karşılaştırmak, Google’ın bu kelimeleri zihninde nasıl gruplayıp nasıl ayrı tuttuğunu anlamanızı sağlar.
Ama bunu yüzlerce kelime için manuel yapmak, zaman açısından mantıklı değil.

Ahrefs bu soruna bir çözüm getirdi: Ana Konu (Topical Cluster) analizi.

Bu özellik sayesinde, belirli bir anahtar kelimenin daha geniş bir içeriğin parçası mı, yoksa kendi başına bir içerik mi gerektirdiğini anlayabilirsiniz.

Yöntem basit:
Sorguladığınız kelime için 1. sırada çıkan sayfanın başka, daha popüler bir sorgudan da trafik alıp almadığına bakılır.

Eğer alıyorsa, o zaman bu kelime “Ana Konu” değil, bir alt başlıktır.
Eğer almıyorsa, kendi başına bir içerik üretmeyi hak eder.

Körlemesine Gitmeyin

Ana Konu özelliği oldukça güçlüdür ama her zaman yüzde yüz güvenilecek bir rehber değildir.

Örneğin, “çırpılmış kahve nedir” ifadesi, sistem tarafından “çırpılmış kahve”nin alt başlığı olarak işaretlenebilir. Ama SERP’e bakarsanız 3. sırada bu sorguyu doğrudan hedefleyen özel bir sayfa görebilirsiniz.

Demek ki her zaman algoritmanın kararına uymak zorunda değilsiniz.
Kimi zaman içerik üreticisinin sezgisi, makinenin önündedir.
Eğer bir alt başlığın kendi potansiyelini taşıdığına inanıyorsanız, risk alın.
Çünkü SEO’da ödül, genellikle doğru alınmış risklerin arkasındadır.

ARAMA AMACINI İNCELEYİN

Anahtar kelimeyi biliyor olmak yetmez. Onun arkasında neyin yattığını çözemedikten sonra, elinizde sadece kelimeler kalır — strateji değil.
İşte bu yüzden SEO’da asıl mesele, kullanıcıların ne aradığını değil, neden aradığını anlamaktır.

Varsayalım ki elinizde şöyle bir liste var:

  • soğuk kahve nasıl yapılır
  • arabica kahvesi
  • latte tarifi
  • hazır kahve önerisi

Şimdi bu kelimelerin hangisinin blog yazısıyla, hangisinin ürün sayfasıyla, hangisinin kategoriyle hedefleneceğini belirlemeniz gerekiyor.
Karmaşık gibi görünse de, çözüm basit: Niyet okuyacaksınız.

Mesela “soğuk kahve nasıl yapılır” gibi bir sorguya ürün sayfası açmak, dolaba çorap koymak gibidir. Çünkü bu aramayı yapan kişi satın almak değil, öğrenmek istiyor. Bilgiye aç, karta değil.

Ama işler “arabica kahvesi” gibi daha gri bölgelerde karışır.
Bu kişi bilgi mi istiyor, satın mı alacak? Belki her ikisi de.
İşte burada devreye arama amacı analizi girer.

Google bu konuda bizden çok daha akıllı davranır. Hangi tür içeriğin kullanıcıyı daha iyi tatmin ettiğini verilerle ölçer ve en alakalı içeriği öne çıkarır.
Yani Google’ın gösterdiği sonuçlar, kullanıcının gerçekte neye ihtiyacı olduğunun aynasıdır.

PARÇALI ARAMA AMACI

Bazı sorgularda işler net değildir. Yukarıdaki gibi hem bilgi veren sayfalar hem de mağazalar bir arada sıralanıyorsa, bu “parçalı arama amacı”dır.
Yani Google bu kelimeye hem içerik hem ürün sayfası ile cevap verilmesini mantıklı buluyor demektir.

Bu, size stratejik bir özgürlük alanı açar: Dilerseniz ürünle hedefleyin, dilerseniz içerikle.
Ya da daha iyisi, her ikisini üretin ve tüm pastayı kapın.

ARAMA AMACINI PARÇALARINA AYIRIN

Arama amacı sadece “satın alacak mı, okuyacak mı?” sorusundan ibaret değildir. Detayına indikçe üç temel katman karşımıza çıkar:

  1. Tür – Sayfanın yapısı ne? Blog mu, ürün sayfası mı, kategori mi, açılış mı, araç mı?
  2. Biçim – Rehber mi, liste mi, karşılaştırma mı, inceleme mi?
  3. Açı – Bu konuda sen ne diyorsun? Ne katıyorsun?

Örnek: “latte nasıl yapılır” sorgusunda bazıları “evde kolay latte”ye odaklanmışken, bazıları “espresso makinesiz latte” anlatıyor.
Bu farklılık, içerik açısının ne kadar güçlü bir fark yaratabileceğini gösteriyor.

Peki sen ne yapabilirsin?

“James Hoffmann gibi latte yapmak” gibi cesur bir başlıkla girersen oyuna, öne çıkma şansın olur. Çünkü farklılaşıyorsun. İnsanlar sıradan olanı değil, fark yaratanı tıklar.
Ve Google, bu farkı veriyle ölçer.

SEZGİNİZİ DİNLEYİN, RİSKİ KONTROLLE ALIN

Bazen arama sonuçları sizin düşündüğünüz niyeti yansıtmaz. Ama bu, sizin o niyeti hedeflememeniz gerektiği anlamına gelmez.
İçgüdünüz güçlü ise, risk alıp yeni bir açıyla içerik üretin. Google başlangıçta emin olmasa bile, kullanıcı verisi karar verecektir.

Eğer kullanıcılar tıklıyor, kalıyor ve paylaşıyorsa…
Google içeriğinizi ödüllendirir. Hem de öyle bir ödüllendirir ki, rakipleriniz “ne oldu ya?” demeye bile vakit bulamaz.

ANAHTAR KELİMELERE NASIL ÖNCELİK VERİLİR?

Anahtar kelime listenizi çıkardınız. Elinizde tonla veri, yüzlerce fikir var.
Peki şimdi ne olacak?

Hepsine birden mi dalacaksınız? Yoksa önce en çok getirisi olanlarla mı ilgileneceksiniz?
İşte tam da bu noktada, SEO’nun en netameli ama en kritik sorusuyla karşı karşıyasınız:
“İlk nereye yatırım yapacağım?”

Ne yazık ki bu sorunun cevabı ne araçta var, ne de bir şablonda.
Çünkü bu süreç tamamen size, işinize ve hedefinize özgü.
Ama bazı doğru soruları sorarsanız, o sis perdesi dağılmaya başlar:

  • Bu anahtar kelimenin trafik potansiyeli nedir?
  • Sıralama zorluğu ne durumda? Rakip kim, güçlü mü?
  • Harika bir içerik üretmem mi gerekecek, yoksa halihazırda iyi bir sayfam var mı?
  • Bu kelimenin ticari karşılığı nedir? Ziyaretçi getirmek bir şey, dönüşüm getirmek başka şey.

SADECE TRAFİK DEĞİL, DEĞER DE ÖNEMLİ

Arama hacmi, sıralama zorluğu, trafik potansiyeli…
Bunlar önemli metrikler. Ama her şey değil.
Asıl soru şu:
Bu anahtar kelime, sana iş getiriyor mu? Para kazandırıyor mu?

Bu yüzden klasik SEO yaklaşımı, anahtar kelimeleri “alıcı yolculuğu”na göre kategorize eder:

  • TOFU (Dönüşüm Hunisinin Başı): Genel bilgi arayanlar.
  • MOFU (Ortası): Alternatifleri araştıranlar.
  • BOFU (Altı): Satın alma niyeti yüksek olanlar.

Bu çerçeveye göre TOFU yüksek hacimli ama düşük dönüşümlüdür.
BOFU düşük hacimli ama sıcak, yani paraya daha yakın.

Görünürde mantıklı.
Ama gerçek dünyada bu modelin ciddi kusurları var.

BU MODELE NEDEN YÜZDE YÜZ GÜVENMEMELİSİNİZ?

1. Her TOFU fırsat dışı değildir.
Bir kullanıcı “anahtar kelime araştırması” diye arama yapıyorsa, bu, ona ürününü tanıtamayacağın anlamına gelmez.
(Tam da bu metni okuyorsun ve fark ettiysen burada Keyword Explorer’dan bahsediyoruz.)
TOFU da satış tünelidir. Farklı bir açıdan.

2. Her kelime net biçimde TOFU, MOFU ya da BOFU değildir.
“En iyi anahtar kelime araştırma aracı” MOFU mu? BOFU mu?
Bu, hangi sektörde olduğuna ve içeriği nasıl kurduğuna göre değişir.

3. TOFU’yu genişletmek bazen komik noktalara gider.
Bakınız: HubSpot’un blog içerikleri.
“Ünlü sözler”, “buz kırıcı oyunlar”, “🤷‍♀️ emoji”…
Bunlar içerik olarak eğlenceli olabilir ama iş potansiyeli açısından? Tartışılır.

CODEAD’İN YAKLAŞIMI: İŞ POTANSİYELİ SKORU

Ahrefs’in yaptığı gibi, biz de bu çerçevenin ötesine geçiyoruz.

Anahtar kelimeleri iş potansiyeline göre 0 ile 3 arasında puanlıyoruz:

  • 0 → Ürünle bağlantı kurmak zor. Yazarsın ama dönüşüm beklentin sıfıra yakın.
  • 1 → Zayıf bir bağ kurabilirsin. Ürünü dolaylı olarak anarsın.
  • 2 → Ürün bir çözüm olarak sunulabilir.
  • 3 → Konu doğrudan ürününle ilgili. Göm, anlat, sat.

Evet, bu değerlendirme ekip içinde bazen hararetli tartışmalara yol açıyor.
Ama pazarlama, siyah-beyaz değil. Stratejik gri alanları okumayı bilmek gerek.
Ve bu yöntem, geleneksel “funnel” modelinden çok daha esnek, çok daha gerçek.

SONUÇ?

Anahtar kelimeye öncelik verirken sadece rakamlara değil, bağlama ve iş değerine de bakın.
Sıralaması kolay, trafiği yüksek diye bir kelimeye saldırmayın — önce şu soruyu sorun:

“Bu kelime bana ne kazandırır?”

Eğer cevabı netse, o kelime hedeflenmeyi hak eder.
Cevap belirsizse… muhtemelen daha iyileri var.

İLK ÖNCE HANGİ ANAHTAR KELİMELER ÜZERİNDE ÇALIŞMALISINIZ?

Net bir cevabı yok.
Çünkü SEO, sabit formüllerle değil, bağlamla çalışır.
Klasik cevabı hatırlayın: “Duruma bağlıdır.”

Kime, neye, nereye bağlı?

  • Yepyeni bir web sitesi mi yoksa oturmuş bir dijital varlık mı?
  • Tek başına savaşan bir pazarlamacı mısın, yoksa bir ekip mi yönetiyorsun?
  • Trafik mi hedefliyorsun, yoksa sıcak satış ve dönüşüm mü senin işin?
  • Yarın mı sonuç göstermen gerekiyor, yoksa uzun vadeli bir yatırım mı peşindesin?

Sorular çoğalır ama cevap tek yerde: senin oyun alanında.

Bu yüzden her SEO stratejisi kişisel bir denklem gibidir.
Değişkenler aynı olabilir ama sonuçlar asla kopyala-yapıştır değildir.

anahtar kelime

DENGELEME SANATI: METRİKLERİ BAĞLAMA GÖRE YORUMLA

Anahtar kelime stratejisi, sadece araçlara ve grafiklere bakarak değil; bağlamı, hedefi ve kaynakları sentezleyerek yapılır.

Unutma: Trafik Potansiyeli, Anahtar Kelime Zorluğu, İş Potansiyeli ve Arama Amacı gibi metrikler tek başına hiçbir şey ifade etmez.
Bunları kendi koşullarına göre ağırlıklandırmak gerekir.

Mesela:

  • Amacın hızlı trafikse: Düşük zorluklu, yüksek hacimli kelimeleri kovala.
  • Hedefin dönüşümse: Hacmi düşük ama ticari değeri yüksek kelimelere oyna.

Stratejini sadece bugüne değil, üç ayrı zaman çizgisine yay:
Kısa, orta ve uzun vadeli hedefler.

Sadece kısa vade odaklıysan, asla büyük anahtar kelimelere ulaşamazsın.
Sadece uzun vade peşindeysen, yıllarca görünmez kalırsın.

Başarılı SEO planlaması, zamanın nabzını tutar.

ANAHTAR KELİME ARAŞTIRMA ARAÇLARI

SEO’da “araçsız başarı” diye bir şey yok.
Özellikle yeni başlıyorsan ya da bütçen kısıtlıysa, doğru ücretsiz araçları bilmek bile fark yaratır.

İşte cebinde sıfır bütçeyle bile başlayabileceğin araç listesi:

  • Google Search Console → Zaten sıralandığın arama terimlerini gör.
  • Ahrefs Web Yöneticisi Araçları → Search Console’un bir adım ötesi: Anahtar kelime zorluğu puanlarını da verir.
  • Google Anahtar Kelime Planlayıcı → Reklam odaklı ama SEO’ya da göz kırpar.
  • Ahrefs Anahtar Kelime Oluşturucu → Ücretsiz ve zihin açıcı fikirler verir.
  • Ahrefs Anahtar Kelime Zorluk Kontrol Aracı → Seçtiğin kelimenin ne kadar çetin ceviz olduğunu anla.

Ancak bu araçlar başlangıç seviyesindedir.
Eğer bu işte gerçekten söz sahibi olmak istiyorsan, ciddi SEO yapan herkesin er ya da geç yöneldiği yere sen de geleceksin:

Ahrefs’in Anahtar Kelime Gezgini.

Bu araç sadece fikir üretmekle kalmaz, hangi fikirin neye değeceğini de gösterir.
Ve işin ciddiyetini bilenler için, bu fark her şeydir.

Bu yazılarda ilginizi çekebilir

MARKETPLACE SEO: ÜRÜNDEN BÜYÜYEN GÖRÜNÜRLÜK
Bugün SEO ikiye ayrılıyor: Pazarlama odaklı ve ürün odaklı. Marketplace...
Kazanan Bir SEO Stratejisi Nasıl Oluşturulur?
Strateji, SEO dünyasında en çok yanlış anlaşılan ve muhtemelen en...
CHATBOT: ZATEN GÖRÜŞTÜĞÜNÜZ YAPAY ZEKÂ
Chatbot, çoğu insanın fark etmeden her gün etkileşime girdiği Makine...