Sayfa içi SEO, görünürlük kazanmanın mutfağıdır. Başlık etiketinden meta açıklamaya, URL yapısından görsellere kadar her detay bu sürecin parçasıdır. Amaç sadece arama motorlarına görünmek değil, kullanıcıya da kusursuz bir deneyim sunmaktır. Çünkü Google ne söylediğiniz kadar nasıl sunduğunuza da bakar. Sayfa içi SEO, bu sunumun stratejik temelidir.
( ON PAGE ) Sayfa içi SEO nedir?
Sayfa içi SEO, bir sayfanın Google’da üst sıralara çıkması için doğrudan sayfa üzerinde yapılan düzenlemeleri kapsar. Arama motorlarının içeriğinizi daha iyi anlamasını ve kullanıcıların daha rahat tüketmesini sağlamak için yapılır.
Sayfa içi SEO neden önemlidir?
Google, bir içeriğin alakalı olup olmadığına karar verirken doğrudan sayfanın içeriğine bakar. Anahtar kelimenin sayfada geçip geçmediği, kullanıcıların bu sayfayla nasıl etkileşim kurduğu gibi faktörler bu süreçte belirleyicidir. Yani sayfa içi SEO, hem algoritmalara hem de gerçek ziyaretçilere hitap etmek için kritik bir rol oynar.
Sayfa içi SEO nasıl yapılır?
Anahtar kelime tekrarlarıyla dolu içerik üretmek artık işe yaramıyor, aksine zarar verebiliyor. Bu yüzden dikkatle uygulanması gereken bazı temel optimizasyonlar var. İşte bunlar:
Sayfa başlığınız için H1 etiketi kullanın
Google sayfanızın neyle ilgili olduğunu anlamaya çalışırken H1 etiketinden yardım alır. Sayfa başlığı için yalnızca bir tane H1 kullanmak en iyi uygulamadır. Her sayfada doğru yapılandırılmış bir başlık, hem arama motorları hem kullanıcılar için yol göstericidir.
Not: Eksik veya boş H1 etiketlerini bulmak için Ahrefs’in Site Denetimi’ni kullanabilir ve “İçerik” raporuna göz atabilirsiniz. AWT (Ahrefs Web Yöneticisi Araçları) ile ücretsiz erişim mümkündür.
Alt başlıklar için H2-H6 etiketlerini kullanın
Hiyerarşi sadece görsel bir düzen değil, aynı zamanda yapısal bir netlik sağlar. H2 etiketleriyle ana bölümleri, H3 ile alt başlıkları tanımlayarak hem kullanıcı deneyimini hem de tarayıcıların sayfayı okuma kapasitesini artırırsınız.
İlgi çekici bir başlık etiketi yazın
Başlık etiketi doğrudan sayfa üzerinde görünmese de arama sonuçlarında en çok göze çarpan bölümdür. Kullanıcının tıklayıp tıklamamasını belirleyen bu satır, güçlü bir mesaj taşımalıdır.
İşte etkili başlık etiketi için bazı ipuçları:
- 70 karakteri geçmeyin, kesilmesini önleyin.
- Arama amacını doğrudan karşılayın.
- Açıklayıcı ama kısa tutun.
- Tıklama tuzağına düşmeyin, içerikle uyumlu olun.
- Anahtar kelimeyi ya da yakın bir varyasyonunu kullanın.
- Tarih eklemek tazelik hissi verir, özellikle güncel konularda işe yarar.
Not: Başlık etiketlerini taramak ve sorunları görmek için Ahrefs Site Denetimi > İçerik raporu’nu kullanabilirsiniz.
İlgi çekici bir meta açıklaması yazın
Meta açıklamaları doğrudan sıralama faktörü olmasa da, daha fazla tıklama ve dolayısıyla trafik getirir. Google her zaman meta açıklamayı göstermese de, doğru yazıldığında dönüşüm üzerinde etkili olabilir.
Yüksek performanslı sayfalar (örneğin ana sayfa ya da organik trafik alan içerikler) için özel meta açıklamaları hazırlamak faydalıdır. Diğer sayfalar için, vakit ayırmak her zaman gerekli değildir.
Not: Meta açıklama sorunlarını (boş, çok uzun vb.) bulmak için yine Ahrefs Site Denetimi’ni kullanabilirsiniz.
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
Google her zaman meta açıklamanızı göstermez. Yapılan araştırmalar, arama sonuçlarında gösterilen snippet’lerin sadece %37,22’sinde meta açıklamanın kullanıldığını ortaya koydu. Geri kalan %62,78’lik bölümde, sayfanın diğer bölümlerinden rastgele içerik gösteriliyor.

SEO DOSTU URL’LER BELİRLEYİN
Sayfa içi SEO için optimize edilmiş bir site yapısına sahipseniz (Bkz. Bölüm 2), işin temeli zaten atılmış demektir. Ancak her sayfa kendi içinde ayrı bir dünya. Google, içeriğinizin konusunu doğru anlamak için URL’lerde geçen ifadelere dikkat eder. Bu yüzden, her sayfa URL’si açık, sade ve mümkünse hedef anahtar kelime içermelidir.
URL’yi yalnızca teknik bir adres olarak değil, içeriğinizin vitrini gibi düşünün. Ziyaretçiye ve arama motoruna daha ilk bakışta “Bu sayfada ne var?” sorusunun cevabını vermelidir.
GÖRSELLERİNİZİ OPTİMİZE EDİN
Görseller sadece kullanıcı deneyimini zenginleştirmez; doğru kullanıldığında Google Görsel Arama’dan gelen trafiği de artırır. Ancak bunun olması için üç temel prensibe dikkat etmeniz gerekir:
AÇIKLAYICI DOSYA ADLARI KULLANIN
Google, görsellerin içeriğini anlamak için dosya adlarını da okur. Bu yüzden IMG_859045.jpg gibi otomatik adlandırmalar yerine açıklayıcı ve sade dosya isimleri kullanın.
Etkili bir dosya adı için ipuçları:
- Açıklayıcı olun: siyah-kopek-yavrusu.jpg gibi.
- Anahtar kelime doldurmayın: kopek.jpg yeterlidir, kopek-kopek-kopek.jpg değil.
- Kısa ve öz olun: latte-tarifi.jpg gibi net ifadeler tercih edin.
- Kelimeler arasında kısa çizgi (-) kullanın: turk-kahvesi.jpg, turk_kahvesi.jpg’den daha iyidir.
ANLAMLI “ALT METİN” KULLANIN
Google, bir görselin ne hakkında olduğunu anlamak için alternatif metne (alt text) başvurur. Aynı zamanda erişilebilirlik açısından da kritik bir rol oynar. Ekran okuyucular, bu metni sese çevirerek görme engelli kullanıcıların sayfanızla etkileşime geçmesini sağlar.
html
KopyalaDüzenle
<img src=”https://siteadresi.com/kahve.jpg” alt=”fincanda türk kahvesi”>
Alt metin yazarken:
- Açıklayıcı, kısa ve öz olun.
- Anahtar kelime doldurmayın.
- “Resim” gibi ifadelerden kaçının.
Ahrefs’in “Site Denetimi” aracıyla eksik alt metin içeren görselleri kolayca tespit edebilirsiniz. “Resimler” sekmesinden gerekli kontrolleri yapabilirsiniz.

GÖRSELLERİ SIKIŞTIRIN
Görsel boyutları yükleme süresini etkiler, bu da sayfa içi SEO için doğrudan bir etkendir. Sayfalarınızın daha hızlı yüklenmesi hem kullanıcı deneyimini artırır hem de Google’ın gözünde artı puandır.
Kullanabileceğiniz araçlardan biri: ShortPixel. Görsel kalitesini bozmadan dosya boyutlarını küçültür.
DIŞ BAĞLANTILARDAN KORKMAYIN
Yıllardır dönen bir hurafe var: dış bağlantılar sayfa içi SEO’ya zarar verir. Gerçek şu ki, doğru kullanıldığında dış bağlantılar hem kullanıcıya değer katar hem de Google’ın sayfanızın bağlamsal derinliğini anlamasını kolaylaştırır. Kaynak göstermek bir zayıflık değil, bir güç göstergesidir. Bağlantı vereceğiniz içerik güvenilir ve alakalıysa, gönül rahatlığıyla yönlendirin.
UZMANLIĞINIZI GÖSTERİN
“Ben bu işi biliyorum” demek yetmez. Google’ın bunu anlaması için uzmanlığınızı görünür kılmanız gerekir. Yani içerikte yalnızca bilgi değil, o bilginin size ait olduğu hissi de yer almalı.
Google, bunu sağlamak için şu yolları öneriyor:
- İçerikte yazar adı ve bilgisi kullanın.
- Kaynaklarınızı açıkça gösterin.
- Kendi deneyimlerinizi veya sektörel gözlemlerinizi paylaşın.
- Yetkinliklerinizi destekleyecek referanslara yer verin.
ÖNE ÇIKAN SNIPPET’LER İÇİN OPTİMİZASYON YAPIN
Google, kullanıcıların sorularına hızlı yanıtlar vermek için bazı sayfalardan kısa özetler çeker. Bunlara öne çıkan snippet’ler denir.
Bu snippet’ler, arama sonuçlarının üst kısmında – sıfırıncı sırada – gösterilir. Ve evet, neredeyse tamamı zaten ilk 10’a giren sayfalardan seçilir. Bu da demektir ki: İlk 10’daysanız, küçük bir revizyonla büyük bir sıçrama yapabilirsiniz.
Peki, öne çıkan snippet’i kapma şansınız nerede en yüksek olur?
- Zaten ilk 10’da sıralandığınız anahtar kelimelerde,
- Google’ın halihazırda bir snippet gösterdiği sorgularda,
- Ancak o snippet şu anda size ait değilse.
Bu fırsatları milimetrik biçimde tespit etmek istiyorsanız Ahrefs’in Site Gezgini size yardımcı olur:
Sitenizi girin, “Organik anahtar kelimeler” raporuna tıklayın ve snippet sahibi olmadığınız ilk 10 sıralamaları filtreleyin. Hedef artık nettir.
SNIPPET’İ KAPMAK İÇİN SAYFANIZI NETLEŞTİRİN
Snippet’leri garantiye almanın sihirli bir formülü yok. Ama işe nereden başlayacağınızı biliyoruz:
Google şu anda kime snippet vermiş? Ve neden?
Bu mevcut snippet’te kullanılan ifadeyi inceleyin. Ardından kendi içeriğinize dönün. Aynı sorguya daha net, daha derli toplu ve daha doğru bir cevap veriyor musunuz? Eğer hayırsa, verin.
Basit, mantıklı, doğrudan: Bu işin formülü budur.

YAPILANDIRILMIŞ VERİLERLE ZENGİN SNIPPET’LERİ YAKALAYIN
Zengin snippet’ler, sayfanızdaki yapılandırılmış verileri öne çıkaran arama sonuçlarıdır. Yani Google’a “Bak, bu sayfada ürün incelemesi var” ya da “Burada tarif bilgisi geçiyor” deme biçiminizdir. Bu işaretlemeler, sıralamanızı doğrudan etkilemez, ancak görünürlüğünüzü artırır.
Daha net anlatırsak:
Zengin snippet’ler sizi kalabalığın içinden ışıkla çeker. Kullanıcının dikkatini daha arama sonuçları ekranında toplarsınız.
Yapılandırılmış veri işaretlemesi sayesinde:
- Arama motoru sayfanızı daha kolay analiz eder.
- Kullanıcı aradığı bilgiyi daha hızlı bulur.
- Siz, sıradan bir bağlantı olmaktan çıkarsınız.
Ne kadar görünürseniz, o kadar tıklanırsınız. Ne kadar tıklanırsanız, o kadar güçlenirsiniz.
Ve bu oyunda görünmek, kaybetmenin panzehiridir.
BAĞLANTI KURMANIN TEMELLERİ
Bağlantı kurma nedir?
Bağlantı kurmak, başka web sitelerinin sizin sitenize gönüllü olarak yön vermesini sağlamaktır. Google’ın gözünde bu bir otorite göstergesidir. Her gelen bağlantı, dijital itibarınıza atılan bir imzadır.
Ama mesele sadece bağlantı almak değil, kimden, neden ve nasıl aldığınızdır.
İyi kurulmuş bağlantılar, sayfalarınızın Google sıralamasındaki otoritesini yükseltir, rekabette üst sıralara tırmanmanızı sağlar ve organik trafiğin önünü açar. Kısaca: Bağlantı, sayfa içi SEO için bir akçe niteliği taşır.
Bağlantı kurma neden önemlidir?
Google’ın arama kalitesinden sorumlu mühendislerinden Andrey Lipattsev’in söylediği gibi: Bağlantılar, sıralamayı belirleyen üç temel faktörden biridir yani sayfa içi seo için bir temeldir.
Yani bağlantınız yoksa, görünürlüğünüz de yok.
Arama motorları, başka sitelerden gelen bu bağlantıları “oy” gibi değerlendirir.
Sıralama algoritması da bu oyların sayısına ve kalitesine göre karar verir:
Kim hangi konuda güvenilir? Kim neyin uzmanı? Kim sözü dinlenesi biri?
Kural basit:
Bağlantı çoksa, sıralama yüksek olur.
Ama dikkat: Bağlantıların niteliği nicelikten önemlidir.
Bağlantılar her şeyin cevabı değil
Evet, güçlü bağlantılar sıralamada fark yaratır. Ama yalnızca bağlantıyla zirveye çıkılmaz.
Sayfanız teknik açıdan zayıfsa, içerik arama amacını karşılamıyorsa ya da kullanıcı deneyimi kötüyse, bağlantı almanız tek başına yeterli olmayabilir.
Bu yüzden, bağlantı aldığınız hâlde sıralamanız yükselmiyorsa gözünüzü başka metriklere çevirin. Belki sorun içeriktedir. Belki sayfa hızı yerlerde. Belki kullanıcı sayfada kalmıyor.
Google, bir sıralamayı asla tek kritere bağlamaz. Oyun çok katmanlıdır. Ve siz her katmanla ilgilenmek zorundasınız.
BAĞLANTI EKLEME
Bağlantıyı kendiniz mi yerleştiriyorsunuz?
Eğer bağlantınızı doğrudan bir başka siteye manuel olarak yerleştirebiliyorsanız, bu “bağlantı ekleme” olarak adlandırılır. Sayfa içi seo için büyük bir önem taşır.
Bu teknikler genellikle şuradan tanıdık gelir:
- İş rehberlerine site eklemek
- Forumlarda link paylaşmak
- Soru-cevap platformlarında içerik bırakmak
- Sosyal profil oluşturmak
- Bloglara yorum atmak
Kulağa kolay geliyor, çünkü gerçekten öyle. Ama kolay olan her şeyin Google nezdinde değeri düşüktür.
Bazı durumlarda bu tür bağlantılar spam olarak bile işaretlenebilir.
Üstelik rakiplerinizin de aynı platformlara aynı yöntemle aynı bağlantıları ekleyebileceğini unutmayın.
Rekabet avantajı yaratmaz, sadece dengeyi korur.
Yine de neden bazen işe yarar?
Bu bağlantıların sayfa içi SEO açısından sınırlı getirisi olsa da, işin pazarlama ve kullanıcı bulma tarafında anlamlı olabilir.
Şöyle ki:
- İş rehberleri: Bir restoranın Yelp, Tripadvisor gibi platformlarda listelenmesi, hem görünürlük hem de güven açısından gereklidir.
- Forumlar: Hedef kitleniz belirli bir toplulukta zaman geçiriyorsa, orada olmak sadece SEO değil, marka bilinirliği açısından da kritiktir.
Ancak uyaralım:
Bu alanlarda spam paylaşım yaparsanız, kısa sürede engellenirsiniz.
sayfa içi seo için değer katmadan yapılan her girişim, uzun vadede zarar yazar.
Uzaktan uzağa durmanız gerekenler
Birileri çıkıp size şunu teklif ederse:
“100 farklı iş dizinine sizi kaydedelim, 100 sosyal medya profili açalım…”
Cevap basit: Hayır.
Bu tür “sayfa içi SEO hack’leri” artık işe yaramıyor.
2025 yılındayız. Algoritmalar uyanık, cezalar sert.
En iyi ihtimalle paranızı çöpe atarsınız. En kötü ihtimalle Google sizi yerin dibine sokar.
Bonus not:
“Web 2.0 backlink” ya da “social bookmarking” gibi ifadeleri hâlâ önerenlere denk gelirseniz, sayfayı kapatın.
15 yıl önce kalmış taktiklerdir.
BAĞLANTI İSTEMEK
Adı üstünde: Birinden bağlantı istemek, onlara ulaşıp “Merhaba, bana bağlantı verin” demek değildir.
Birine bağlantı verdirmenin yolu, ona bir neden sunmaktan geçer — hem de iyi bir neden.
Unutma, karşı taraf seni tanımıyor, umursamıyor ve sana bir iyilik yapmak gibi bir derdi yok.
Bu yüzden önce şu sorunun cevabını bulmalısın:
“Bunun onlara ne faydası var?”
Eğer bu sorunun cevabı net değilse, oyuna 3-0 geride başlıyorsun.
Gelin bu kategorideki bazı taktikleri ve bunların arkasındaki “mantıklı” nedenleri özetleyelim:
- Konuk bloglama: Onların bloguna kaliteli içerik üret. Kendi tanıtımını yapmadan.
- Gökdelen tekniği: Bağlandıkları kaynaktan daha iyisini ver, “buyur yerine bunu koy” de.
- Bağlantı ekleri: Zaten üstünkörü bahsettikleri bir konuya senin detaylı içeriğini öner.
- Ego yemi: İçeriğinde onlara veya markalarına övgüyle yer ver. İnsanlar kendilerinden bahsedilmesini sever.
- Referans ve vaka çalışmaları: Deneyimini paylaş, ürün/hizmetleri hakkında samimi yorum bırak.
- Bağlantı değişimi: “Sen bana ver, ben sana vereyim” mantığı. Riskli ama hâlâ kullanılıyor.
- Kaynak sayfası önerisi: Zaten var olan bir kaynak listesine seni eklemelerini teklif et.
- Kırık bağlantı kurma: Ölü bir bağlantı bul, kendi içeriğinle değiştir. Karşı taraf kazanır, sen kazanırsın.
- Görsel bağlantısı: Görselin kullanılmışsa, nazikçe telif değil kredi iste.
Tüm bunlar kulağa mantıklı geliyor değil mi?
Ama gerçek dünya farklı çalışır. İlk e-postanı attıktan sonra soğuk duvara çarpman işten bile değildir.
Çünkü:
- Yazdığın konuk içerik yeterince iyi değildir.
- Gönderdiğin kaynak zaten başka 50 yerde vardır.
- Gökdelen gibi gördüğün içerik, karşı tarafın gözünde bahçeye dikilmiş bodur bir direk gibidir.
Acı ama gerçek:
İnsanları size bağlantı vermeye ikna etmek, özellikle sizi tanımıyorlarsa, son derece zordur.
Gerçekten benzersiz ve kayda değer bir şey sunmuyorsanız ya da sektörde adınız geçmiyorsa, işiniz şansa kalır.
Hazır olun:
100 kişiye ulaşın, 98’i ya hiç dönmez, ya da doğrudan reddeder.
Bu yüzden pek çok sayfa içi seo uzmanı, karşı tarafa gerçek bir değer sunmanın yollarını arar.
Mesela:
- “Sizi sosyal medya hesabımızda duyururuz.”
- “E-posta listemize girersiniz, tanıtırız.”
- “Ücretsiz ürün verelim.”
- “Sana da bir backlink atalım.”
- “Kaç olur nakit?”
Ve işte o an geldik Google’ın karanlık sularına.
Bu tür tekliflerin çoğu, Google’ın “bağlantı şemaları” olarak tanımladığı gri alanlara girer.
Yani bağlantının bedeli varsa, o bağlantı artık doğal değildir.
Ve Google doğal olmayan hiçbir şeyi affetmez.
Yani ne yapmalı?
Hayır, vazgeçmemelisin.
Bu taktikler hâlâ işe yarar. Ama önce içeriğine bak.
Kendine şunu sor:
“Bu içerik, bir başkasının referans vermek isteyeceği kadar iyi mi?”
Eğer cevabın net değilse, yaygın e-posta şablonlarını bir kenara bırakıp önce içeriği “bağlantı isteyecek kadar iyi” hâle getir.
BAĞLANTI SATIN ALMA
Öncelikle net olalım:
Biz burada bağlantı satın almayı önermiyoruz. Nokta.
Neden mi?
Çünkü eğer bu konuda usta değilsen, paranı sıfır etkisi olan bağlantılara gömmekle kalmazsın, üstüne bir de Google’dan tokadı yersin.
Sıralaman düşer, itibarin lekelenir ve olan sana olur.
Ama dürüst olalım:
SEO dünyasında pek çok kişi bir şekilde bağlantı satın alıyor ve çoğu da ceza almadan sıyrılıyor.
Bunu yok saymak seni oyunun gerisinde bırakır. Ve sayfa içi seo açısından geride kalmamak çok önemlidir.
Yine de biz, yani CodeAd, burada bağlantı nasıl satın alınır konusunu anlatacak değiliz.
Eğer bu yolda yürümeye kararlıysan, başka kapıya.
KAZANÇ BAĞLANTILARI
Gerçek bağlantılar, başkasının rızasıyla değil takdiriyle gelir.
Yani biri çıkar ve senin içeriğine kendi isteğiyle bağlantı verir.
Buna da “bağlantı kazanmak” denir.
Ama şöyle bir gerçek var:
Kimse bilmediği şeye bağlantı vermez.
O yüzden sayfan, içeriğin, raporun, neyse… Ne kadar iyi olursa olsun, tanıtımını yapmadığın sürece kendi kendine yıldız olmaz.
O sayfayı görünür hâle getirmelisin.
Ne kadar çok göz görürse, o kadar çok bağlantı alma şansın olur.
Ve işin güzel yanı şu:
Bu bölümün ilerleyen kısmında, gerçekten bağlantıya değer içerik üretmeni ve bu içeriği doğru kişilere ulaştırmanı sağlayacak stratejileri paylaşacağız.
BONUS: BAĞLANTILARIN KORUNMASI
Sayfa içi SEO için bağlantı kazanmak yetmez.
Onları korumak da gerekir.
Neden mi? Çünkü Google o bağlantıyı bir “oy” olarak sayıyor.
Ve o bağlantı silindiğinde, oy da silinir.
Kimse kazandığı oyu çöpe atmak istemez, değil mi?
İyi haber şu:
Bu işi yapmanın iki basit yolu var:
- Geri bağlantıya sahip olup da 404’e düşmüş sayfaları düzelt.
- Kaybolan önemli bağlantıları takip et ve bağlantıyı veren siteye kibarca hatırlat.
Ahrefs’in Site Gezgini bu konuda epey kullanışlı.
“Bağlantılara göre en iyiler” raporunda 404’e düşmüş bağlantılı sayfaları görebilirsin.
“Geri Bağlantılar” kısmındaki “Kayıp” filtresi de hangi bağlantıların uçup gittiğini sana söyler.
Ama dikkat:
Her kayıp bağlantının peşinden koşmana gerek yok.
Sadece seni gerçekten yukarı taşıyanları geri kazanmaya çalış.
Ve işte sıradaki bölümde, bunu nasıl yapacağını konuşacağız.

İYİ BİR BAĞLANTIYI NE YAPAR?
Google’ın her bağlantıya ne kadar değer biçtiğini kesin olarak kimse bilmiyor.
Bildiğimiz şey şu: Google her bağlantıya aynı şekilde bakmaz.
SEO dünyasında yıllardır kabul görmüş bazı prensipler var. Bunlar, algoritmanın gözünün nereye takıldığını anlamak için elimizdeki en net pusulalar.
Şimdi sıkı dur. Bir bağlantıyı “iyi” yapan iki kritik unsurdan söz edeceğiz: Yetki ve Alaka.
YETKİ
Google bağlantıları “oy” gibi görür.
Ama her oy eşit değil.
TechCrunch gibi büyük bir yayından gelen bir bağlantı ile mahalledeki blogtan gelen bağlantı arasında dağlar kadar fark var.
(Tek istisna: Mahalledeki blogun sahibinin Tim Ferriss olması.)
Burada dikkat etmen gereken detay şu:
Sadece sitenin değil, bağlantıyı veren sayfanın otoritesi esas alınır.
Yani…
TechCrunch sana bağlantı verdi diye sevinirken, o sayfanın kendisinin neredeyse sıfır görünürlüğü varsa, o oy Google’a ulaşmaz.
Ama eğer o sayfa gündemi sarsmış, başka yerlerde referans alınmışsa işte o zaman değerli bir oy almış olursun.
Bu dinamik, Google’ın PageRank algoritmasının kalbinde yatar.
Eskiden Google bu puanı araç çubuğunda gösteriyordu ama o günler geride kaldı. Artık bu boşluğu SEO araçları dolduruyor.
Örneğin Ahrefs:
- Domain Rating (DR): Sitenin genel bağlantı gücü
- URL Rating (UR): Sayfa özelindeki bağlantı otoritesi
Sıralamada yukarı çıkmak istiyorsan, güçlü sayfalardan gelen bağlantılar toplamalısın.
Sitenin adı değil, sayfanın oy gücü önemli.
ALAKA
Haydi biraz hayal kuralım.
Mükemmel bir biftek nasıl pişirilir üzerine bir içerik yazdın.
Bağlantıyı kimden almak istersin?
Joe Rogan mı, Gordon Ramsay mi?
Joe milyonlara hitap ediyor olabilir ama o bir şef değil.
Gordon’un bağlantısı ise doğrudan alaka ve otorite barındırır.
İşte Google’ın da yaptığı tam olarak bu:
Alakasız sitelerden gelen güçlü bağlantılar bile, senin konunla doğrudan ilgisi olan zayıf bir bağlantının gerisinde kalabilir.
Google bu yaklaşıma resmî belgelerinde de yer veriyor.
“Arama Nasıl Çalışır?” kılavuzunda şu satır yer alıyor:
“Konuyla ilgili öne çıkan diğer web sitelerinin sayfaya bağlantı vermesi, bilgilerin yüksek kalitede olduğunun iyi bir işaretidir.”
Yani bağlantı sadece güçlü değil, doğru yerden gelmeli.
İlgili kaynaklardan alınan bağlantılar, sıralamanın şifresini çözen kilitler gibidir.
BAĞLANTI METNİ
Henüz bu terime aşina değilsen, tanıştıralım:
Bağlantı metni, bir başka sayfaya bağlantı veren tıklanabilir yazıdır.
Genellikle birkaç kelimelik olur ama etkisi sayfalarca içerikten büyüktür. Çünkü bu minik metin parçacığı, Google’a bir yön levhası gibidir.
Google bu metne bakar ve “Bu bağlantı nereye çıkıyor?” sorusuna cevap arar.
Aslında bu, Google’ın PageRank patentinde bile apaçık belirtilmiş bir konudur:
“Google, arama kalitesini artırmak için sayfa sıralaması, bağlantı metni ve yakınlık bilgileri dahil olmak üzere bir dizi teknik kullanır.”
Yani bağlantı metni, Google’ın sıralama kararlarında söz sahibi olan sessiz kahramanlardan biridir.
PEKİ, BAĞLANTI METNİNİ KULLANIRKEN NE YAPMALI?
Dürüst olmak gerekirse…
Hiçbir şey.
Evet, yanlış okumadın.
Bir bağlantı alırken kalkıp “şu kelimeleri kullan” demeye başlarsan, Google bu senfonideki falsoyu duyar.
Fazla “manipülatif” bir hamle, algoritmanın radarına takılabilir ve seni ceza sahasına gönderir.
Bu yüzden en iyisi, bağlantı veren kişiye bırakmaktır.
Yani: “Beni nasıl anmak istiyorsan öyle an.”
Çünkü doğallık, bağlantı metninde en yüksek puanı alan davranıştır.
TAKİP ETMEYEN VE TAKİP EDEN
Geldik bir diğer kritik konuya: nofollow bağlantılar.
Kısaca söyleyelim:
“Nofollow” etiketi, bağlantı veren sayfanın Google’a “bu bağlantıdan oy çıkmaz” mesajı vermesidir.
Eskiden Google bu tür bağlantıları sıfır sayardı (ya da öyle olduğunu söylerdi).
Ancak 2019’da işler değişti. Artık Google bu bağlantılara “ipucu” gözüyle bakıyor. Yani bazı nofollow bağlantılar, sıralaman üzerinde etkili olabilir.
Bu güncellemeyle birlikte Google iki yeni ilişki özelliği daha tanıttı:
- rel=”ugc” → Kullanıcı tarafından oluşturulmuş içeriklerdeki bağlantılar (yorumlar, forum gönderileri)
- rel=”sponsored” → Reklam, sponsorluk veya ücretli anlaşmalar kapsamındaki bağlantılar
Bu bilgiler ışığında genel kuralımız şudur:
“Dofollow” bağlantı her zaman kraldır.
Yani yukarıda sayılan niteliklere sahip olmayan, doğal oy taşıyan bağlantılar en değerlisidir.
Ama bu, nofollow bağlantıları çöpe atacağın anlamına gelmez.
Eğer Wikipedia gibi yüksek otoriteli, güvenilir bir siteden “nofollow” bağlantı alma şansı yakalarsan — değerlendir.
Zor elde edilen bağlantıların bazıları “etiketli” olabilir, ama bu onların etkisiz olduğu anlamına gelmez.
Wikipedia gibi sitelerden gelen bağlantılar, hala birçok SEO uzmanı için değerli koleksiyon parçalarıdır.
ATAMA
Google’ın “makul sörfçü” patenti, bağlantıların ne kadar otorite taşıdığını belirlerken tıklanma olasılığını da hesaba kattığını söylüyor.
Ve burada kritik bir faktör devreye giriyor: Bağlantının sayfadaki yeri.
Basit düşün:
Bir sayfa düşün — üstte içerik, yan tarafta kenar çubuğu, altta altbilgi.
Ziyaretçinin dikkatini en çok çeken yer neresidir?
Cevap içerikte gizli.
Çünkü kullanıcıların bakışları da ilgileri de önce içerik bölümünde gezinir.
Sonuç? İçerikte yer alan bağlantılar daha çok tıklanır, dolayısıyla daha fazla “otorite” taşır.
GÖZE ÇARPAN ŞEKİLDE YERLEŞTİRİLMİŞ BAĞLANTILAR DAHA FAZLA “YETKİ” AKTARABİLİR
Sadece nerede olduğuyla da bitmiyor.
Ne kadar yukarıda olduğu da önemli.
İçerikte üst kısımlarda yer alan bir bağlantı, makalenin sonundaki bir bağlantıya göre çok daha şanslıdır.
Çünkü çoğu kullanıcı sayfayı aşağı kaydırmadan çıkıyor.
Yani, bağlantılarınızın görünür ve erken konumlandırılmış olması, onların daha çok oy toplamasını sağlar.
VARIŞ NOKTASI
Bağlantıları web sitenizin neresine yönlendirebilirsiniz?
- Ana sayfanız – Marka bilinirliği ve genel otorite için.
- Bağlanabilir varlıklarınız – Haritalar, araçlar, rehberler, istatistikler… Kısacası insanlar tarafından paylaşılabilir her şey.
- Sıralanması gereken sayfalarınız – Ticari, ürün, hizmet ya da kategori sayfaları.
Ve sonra o efsanevi soru gelir:
“Kim sıkıcı sayfalara bağlantı verir ki?”
Haklı bir şikâyet. Ancak cevap basit:
Kimse vermez.
Ama sen, bu “sıkıcı” sayfaları içeride stratejik olarak beslersin.
Nasıl mı?
Dahili bağlantılarla.
Yani bağlantı alması daha kolay olan sayfalardan, bu “durgun ama önemli” sayfalara içten içe yetki akışı sağlarsın.
Bu Google’ın gözünde oy taşımaktan farksızdır.
EN İYİ BAĞLANTI KURMA STRATEJİLERİ?
İkinci bölümde birçok yöntemden söz ettik.
Peki hangisi gerçekten işe yarıyor?
CodeAd’in sahadaki gözlemi şu dörtlüye odaklanıyor:
- Rakiplerin bağlantılarını takip etmek
- İçerik tanıtımı
- Bağlanabilir varlıklar oluşturma
- Konuk gönderileri
RAKİPLERİN BAĞLANTILARINI TAKİP ETMEK
Bağlantı kurmanın belki de en akılcı yolu:
Google’da seni geçenlerin kimden bağlantı aldığını analiz etmek.
Çünkü o üst sıradaki sayfa, doğru insanlardan doğru bağlantılarla desteklenmiş demektir.
Eğer onları geçmek istiyorsan, önce o bağlantıların nereden geldiğini ve nasıl elde edildiğini anlamalısın.
Ahrefs gibi araçlarla süreci şöyle işletebilirsin:
- Sıralanmak istediğin anahtar kelimeyi “Anahtar Kelime Gezgini”ne gir.
- “SERP’e genel bakış” sekmesinde, üstteki sayfaların kaç geri bağlantıya sahip olduğunu incele.
- Bu bağlantıların üzerine tıklayarak kaynaklarını gör.
Bu aşamadan sonra iki yol açılır önünde:
- Aynı sitelerden bağlantı almaya çalışırsın
- Rakibin hangi taktikle o bağlantıyı almışsa onu analiz eder, hatta daha iyisini yaparsın
BAĞLANABİLİR VARLIKLAR OLUŞTURMA
SEO’da oyun sadece teknikle oynanmaz. Oyun kurucu, içeriğin ta kendisidir.
“Bağlanabilir varlık” ya da daha cesur bir tabirle “bağlantı tuzağı” dediğimiz şey, insanların gönüllü olarak paylaşmak isteyeceği stratejik içeriklerdir.
Ve evet, bu içerikler birçok farklı formda ortaya çıkabilir:
- Hesap makineleri, mini araçlar
- İnfografikler, gifograflar, haritalı görseller
- Ödül listeleri, sıralamalar
- Araştırmalar, veri analizleri
- Endüstriyel içgörüler
- Nasıl yapılır rehberleri, eğitim içerikleri
- Tanımlar, sektöre özgü terimler (özellikle uydurulmuş olanlar)
İçerik sektörü ne kadar “sıkıcı” görünse de, akıllıca bir formatla bağlantı çekmek her zaman mümkündür.
Ne yapmalı?
Rakiplerini taramalısın. Kim, nasıl içeriklerle bağlantı alıyor, bakmalısın.
Ahrefs Site Gezgini > “Bağlantılara göre en iyiler” raporu
Bu adım, sektöründe hangi içeriklerin gerçekten çalıştığını görmek için şahane bir başlangıç.
💡 Ahrefs bloguna baktığımızda en çok bağlantı alan sayfaların üçü, veriye dayalı çalışmalardır. Bu, kaliteli içgörülerin ne kadar çekici olabileceğini gösteren açık bir işarettir.
İÇERİK TANITIMI
Diyelim ki bağlanabilir bir içerik ürettin.
Yetmez.
Çünkü kimse görmediği içeriğe bağlantı veremez.
Yani tanıtım şart.
Genel olarak içerik tanıtımı üç kola ayrılır:
I. Etkileyiciler ve Topluluklar
Rand Fishkin’in dediği gibi:
“Bu içeriği kim parlatır? Neden?”
“Kim” kısmı, sektöründe sözü geçen insanlar ve topluluklar.
“Neden” kısmı ise senin içeriğinin gerçekten tanıtılmaya değer bir şey olup olmadığı.
Sadece kaliteli içerik yetmez. Doğru insanlara, doğru şekilde ulaşmalısın.
🌀 Küçük bir örnek:
2015’te biri Rand Fishkin’e bir içeriği tweet’lemesi için ulaştı. Aldığı yanıt, sektördeki ilişkilerin gücünü gösteren bir vaka dersine dönüştü.
İçerik tanıtımı, bağ kurma sanatıdır.
II. Reklam
Facebook, Google, LinkedIn, Twitter…
Bu platformlara reklam vererek içeriğine ilk ziyaretleri kolayca çekebilirsin.
Alternatif olarak, alanında etkili içerik üreticileriyle işbirliği yapabilir ve senin içeriğini hedef kitlelerine ulaştırmaları için onlara ödeme yapabilirsin.
Soru şu:
Bu içerik için zaman harcadın, araştırma yaptın, enerji döktün.
O halde tanıtımı için neden birkaç kuruş harcamaktan çekiniyorsun?
Eğer bu içerik iş hedeflerini doğrudan destekliyorsa, tanıtım maliyeti değil, yatırım olur.
III. Hedef Kitleyi Büyütmek
Harika bir içerik yayınladığında yalnızca birkaç günlük trafik değil, uzun vadeli kitle kazanımı da hedeflemelisin.
Bunu nasıl yaparsın?
- E-posta listesine davet et
- Sosyal medya takibi iste
- Slack / Discord / Facebook gibi özel topluluklara yönlendir
- Yeniden hedefleme reklamları ile geri kazan
Unutma:
Ne kadar çok kişiye ulaşırsan, bir sonraki içerik için o kadar az tanıtım yapman gerekir.
Sadık bir izleyici kitlesi, uzun vadeli bağlantı kaynağıdır.

MİSAFİR YAZARLIK: GERÇEKTEN KAZANDIRAN TAKAS
Aira’nın 2022’deki araştırmasına göre profesyonel SEO uzmanlarının üçte biri hâlâ “misafir yazarlık” taktiğini kullanıyor. Ve bu bir tesadüf değil.
Çünkü burada bir denge var: Sen kaliteli içerik veriyorsun, karşı taraf sana bağlantı veriyor. Kimseye minnet yok, karşılıklı çıkar var. Ve bu, SEO evreninde hâlâ çalışıyor.
Biz CodeAd olarak bile Ahrefs Blog’daki “bizim için yaz” sayfamızla bunu açıkça destekliyoruz. Ama bir not düşelim: Her geleni kabul etmiyoruz. Çünkü çıtamız yüksek. Gerçekten katkı sağlayacak içerik arıyoruz.
Sektörünün en iyi bloglarında yer almak mı istiyorsun? Şunlara dikkat et:
I. KÜÇÜKLE BAŞLA, BÜYÜĞE OYNA
DR90 sitelere içerik sunmadan önce, DR70’liklerde yayında içeriklerin olsun. Ve oralara girmeden önce DR50’leri dene. Çünkü referans olmadan kimse kapı açmaz. CV’n güçlü olmalı.
İpucu:
Ahrefs İçerik Gezgini’ni aç, başlıklarda sektörüne dair terimler ara ve “Etki Alanı Derecelendirmesi” filtresiyle sıralamaları daralt. Potansiyel konuk yazım alanlarını kolayca listele.
II. SADECE YAZMA, STRATEJİ SUN
Blog sahiplerinin asıl motivasyonu nedir?
Cevap: Trafik.
Yani eğer yazacağın içerik, belirli bir anahtar kelimede sıralama potansiyeline sahipse ve onlara düzenli trafik getirecekse, konu kapanmıştır. Bu, direkt olarak satış argümanına dönüşür.
Eğer daha önce yayınladığın misafir içeriklerin sıralamada başarılı olduysa, bunu referans olarak sunmak karşı tarafın ilgisini katlar.
💡 Ekstra bir strateji:
Hedef sitenin Google’da düşük performans gösteren bir yazısını bul, o içeriği baştan aşağı elden geçirmeyi teklif et. Bunu kabul etmeyecek blog yazarı yok gibi.
Ahrefs Site Explorer > “En iyi sayfalar” > Trafik filtresi
Bu adımla düşük performanslı içerikleri kolayca bulabilirsin.
BAĞLANTI KURMA ARAÇLARI: GÜCÜNÜ ARTIR
Sayfa içi seo için bağlantı kurma araçları vazgeçilmezdir. Bir Gmail hesabı ve biraz zeka ile bağlantı kurmak mümkün, evet.
Ama neden işi zorlaştırasın?
İşte bağlantı kurmayı kolaylaştıran araçlar:
ÜCRETSİZ ARAÇLAR
- Ahrefs Web Yöneticisi Araçları:
Kendi sitene gelen bağlantıları incele, metriklere göre filtrele, potansiyel fırsatları gör. - Ahrefs Ücretsiz Backlink Denetleyici:
Herhangi bir domain ya da URL için en güçlü ilk 100 bağlantıyı gösterir. - Google Alerts:
Belirli anahtar kelimelerle ilgili içerikler yayınlandığında anlık bildirim al. Böylece taze bağlantı fırsatlarını kaçırmazsın.
PREMIUM ARAÇLAR
- Ahrefs Site Gezgini:
Her web sitesinin bağlantı profilini, otoritesini, sıralamasını detaylı gör. - Ahrefs İçerik Gezgini:
Misafir yazarlık ve bağlantı talepleri için mükemmel kaynak. Binlerce ilgili web sitesini bulur. - Ahrefs Alerts:
Google Alerts’in SEO için optimize edilmiş versiyonu. - Pitchbox / BuzzStream / Mailshake:
Kişiselleştirilmiş, çok sayıda e-posta kampanyasını profesyonelce yürütmeni sağlar. - Hunter.io / Voila Norbert:
İletişim bilgilerini toplu şekilde çıkarmana yardım eden mükemmel “e-posta arama” servisleri.